Tepeköylüler Derneği

Eski Köy Hayatı

Eski köy hayatı

Günümüzde azınlık bir kesimin idame ettirdiği ve daha çok hatıratlardan ve seyahatnamelerden öğrendiğimiz bir yaşam biçimi. Heybetli binaların ve iş gücü alanlarıyla iç içe kurulmuş iskan bölgelerinin içinde; bu geleneksel ritüeller oldukça uzak görünüyor. Herkesin birbirini tanıdığı, tabiat ve hayvanlarla birlikte sürdürülen bir ömür… Elbette bugün de şehrin uç segmentlerinde, tarım bölgelerinde hâlâ katışıksız kırsal bölge yaşantıları devam ediyor. Ama günümüz teknoloji ve ulaşım kolaylıkları, köy yaşantılarını da bir noktaya kadar kendine benzetmiş görünüyor.

Eski köy hayatı denildiğinde sadece tarım ve hayvancılıktan ibaret bir geçim prosedürü akla gelmemeli. Köy yaşamanın Anadolu gelenekleriyle sentezlenmiş bir inceliği vardır. İnsanların evleri, evlerin bahçeleri, ahırlar, sokaklar ve köyün toplanma alanları olarak en kıymetli varlığı camiler… Hepsi, insana ve insanın ait olduğu tabiata saygı duyan bir teşkilatlanma sergiler. Bahçeler; hem köy kadınlarının özel yaşam alanları hem de tüm çamaşır, yemek ve benzeri günlük faaliyetler için ideal alanlardı. Genellikle şehir merkeziyle irtibat yok denecek kadar azdı. Bu belki bugünkü kadar yüksek bir refah seviyesini getirmiyordu; fakat daha izole ve spesiyal toplum biçiminin korunması için son derece ehemmiyetliydi.

Eskiden Köylerde Yaşam Nasıldı?

Eskiden köylerde yaşam nasıldı? Milenyumla birlikte ayak basılmamış, keşfedilmemiş ve uzay iletişim çağının temas etmediği mahaller yok denecek kadar az. Bu sayede bugün en ücra köylerdeki yaşam enstantanelerinden haberdar olmak, el yordamıyla bu saklı alanları revize etmek mümkün. Özellikle köylerde yaşayan ailelerinin çocukları, köylerden şehirlere ve şehirlerden köylere deveran eden kültür transferinin baş rol oyuncuları olarak düşünülebilir. Artık elindeki telefon ve tabletlerden şehir ışıklarına ve şehrin gürültülü keşmekeşine imrenen köy çocukları, bir noktadan sonra soluğu şehirlerde alıyor. Bu çocuklar şehirlerde iş güç sahibi oluyor, evleniyor ve köylerine bir turist edasıyla dönüş yapıyor. Böylece köy halkının da şehirlerle kesintisiz iletişimi devam etmiş oluyor.

Eskiden köylerde yaşam nasıldı? Bu sorunun cevabını günümüzden hayli geriye, belki de Osmanlı zamanlarına ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına dönerek aramak daha doğru olacaktır. İlkel yaşam olarak adlandırılan toplayıcılık, köylerdeki ilk yerleşik düzenle birlikte toprağın ve su kaynaklarının; bununla beraber hayvanların idare edilmesine doğru evrildi. Yerleşik yaşamın ilk örnekleri şüphesiz köy yaşamında bizi karşılar. Fakat Doğu toplumlarındaki köy hayatı, Batı’nın baskıcı kilise rejimi altında köle gibi çalıştırılan köylü halk yaşamına benzemez. Doğu toplumlarında da elbette bir köy ağası ve topraklarda sözü geçen tüccarlar mevcuttu. Fakat her köylünün kendine ait bir çatısı ve ekip biçebildiği bir toprak parçası bulunuyordu. Tarlalardan, bahçelerden alınan mahsuller, sofralarda tüketiliyor, temiz köy havası ciğerlere çekiliyor ve az eşya-çok huzur pratiği tüm hanelerde hissediliyordu.

Köyde Hayat ve Geçim

Köyde Hayat ve geçim; gereksinimlerin ve günlük ihtiyaçların azlığı oranında, elbette şehirlerdeki aşırı tüketim çizelgesi düşünüldüğünde çok daha rahattı. Eski köy yaşamında telefon, bilgisayar, internet, avm’ler ve kredi kartları gibi ekstra tüketim propagandaları da bulunmuyordu. İnsanlar yaşayacak kadar yemek biriktiriyor; artanını şehirlere dağıtılmak üzere toptancılara satıyordu. Çok fahiş gelirleri olmasa da, giderlerinin de bir hayli düşük olması, geçim sıkıntısı denilen illetin oralara hiç uğramamasında en büyük etkendi.

Bugün de hâlâ bütün ileri teknolojik imkânlar köylerde yok. Ama ulaşımın ve bilgini bu denli hızlı yayılması, günümüz köy yaşamında da gider seviyesini yükseltmiş gözüküyor. Yine de köylerde hayat, doğal su, doğal meyve-sebze ve iddiasız insan figürleri ile hâlâ her şehirlinin hayalini kurduğu bir özerkliğe ve eşsizliğe sahip.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Başa dön tuşu