Aksaray
AKSARAY İLİ MERKEZ, ORTAKÖY, SARIYAHŞİ,AĞAÇÖREN ve ESKİL İLÇELERİ YÜZEYARAŞTIRMALARI: 2011
T.C.
KÜLTÜR Ve TURİZM BAKANLIĞI
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü
30.
ARAŞTIRMA SONUÇLARI
TOPLANTISI
- CİLT
28 MAYIS – 1 HAZİRAN 2012
ÇORUM
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayın No:157-2
YAYINA HAZIRLAYAN
Dr.Adil ÖZME
Kapak Fotoğrafı: Felix ;PIRSON
“Pergamon-2011 Yılında Kent Çevresinde Gerçekleştirilen Yüzey
Araştırmaları”
ISSN:1017-7663
Pegasus Görsel İletişim Hizmetleri
ÇORUM-2013
28.05.2012 – 01.06.2012 tarihlerinde gerçekleştirilen 34. Uluslararası
Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, Hitit Üniversitesi ile
Çorum Valiliği’nin katkılarıyla gerçekleştirilmiştir.
Sempozyum bildiri kitapları ise Hitit Üniversitesi’nin katkılarıyla
basılmıştır. TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇORUM VALİLİĞİ
Not: Yayımlanan yazıların içeriğinden yazarları sorumludur.
Ahmet Cem ERKMAN, Cesur PEHLEVAN, Şakir Önder ÖZKURT
Serkan ŞAHİN, Yarenkür ALKAN, Ali İhsan KARTAL
2011 Yılı Kırşehir ve Yozgat İlleri Neojen Dönem Omurgalı Fosil Yatakları
Yüzey Araştırması 5
Atilla ENGİN, Bora UYSAL, Filiz AY ŞAFAK, Aydoğan BOZKURT
Sivas İli 2011 Yılı Yüzey Araştırması 13
Özdemir KOÇAK
Afyonkarahisar İli ve İlçeleri 2011 Yılı Yüzey Araştırmaları 39
Philipp NIEWÖHNER
Germıa 2011 Regional Survey And Settlement History 53
Ömür HARMANŞAH, Peri JOHNSON
Pınarlar, Mağaralar ve Hitit Anadolu’sunda Kırsal Peyzaj: Yalburt Yaylası Arkeolojik
Yüzey Araştırma Projesi (Ilgın, Konya) 2011 Sezonu Sonuçları 73
Asuman BALDIRAN, Aytekin BÜYÜKÖZER, Zeliha GİDER
Taşkent-Seydişehir 2011 Yılı Yüzey Araştırması 85
Osman DOĞANAY
Zengibar Kalesi (Bozkır/Konya) 2011 Yılı Yüzey Araştırması 97
Okşan BAŞOĞLU,
2011 Yılı Nevşehir İli Miyosen Dönem Fosil Yatakları Yüzey Araştırması 105
Mehmet TEKOCAK
Aksaray İli Merkez, Ortaköy, Sarıyahşi, Ağaçören ve
Eskil İlçeleri Yüzey Araştırmaları: 2011 115
Maria ANDALORO
The Project On The Rock Paintings in Cappadocia. Research And Preservation
in The Göreme Open Air Museum (Report 2011) 133
Nilüfer PEKER, B. Tolga UYAR
Güzelöz-Başköy ve Çevresi Bizans Dönemi Yerleşimleri 2011 147
T. Emre ŞERİFOĞLU, Bleda S. DURING, Claudia GLATZ
Cide Arkeoloji Projesi 2011: Üçüncü ve Son Sezon Sonuçları 157
Ferhat ÇEVİK, Max RITTER
Pompeiopolis Nekropolü Yüzey Araştırması (Palagonya) 169
Ayşe F. EROL
Ordu İli Fatsa İlçesi Arkeolojik Yüzey Araştırması 2011 183
Ertekin M. DOKSANALTI, İ. Mete MİMİROĞLU,
İbrahim KARAOĞLAN, Ufuk ERDOĞAN
Giresun İli ve Giresun Adası Arkeolojik Yüzey Araştırmaları: 2011 197
Ümit AYDINOĞLU
Dağlık Kilikia’da Kentleşme ve Tarımsal Organizasyon Araştırması 2011 213
İÇİNDEKİLER
Nicholas RAUH
Dağlık Kilikya Yüksek Arazi Arkeoloji Araştırması: 2011 Yılı Raporu 223
Hamdi ŞAHİN
Dağlık Kilikia Yerleşim Tarihi ve Epigrafya Araştırmaları 2011 235
Doç.Dr. Füsun TÜLEK
2011 Yılı Osmaniye Arkeolojisi Çalışma Raporu 243
Mustafa H. SAYAR
Çukurova Yüzey Araştırmaları 2011 255
Erksin GÜLEÇ, İsmail ÖZER, Mehmet SAĞIR,
İsmail BAYKARA, Serkan ŞAHİN
2011 Yılı Gaziantep ve Hatay İlleri Yüzey Araştırması 257
F. Mine TEMİZ
Hatay İli’nde Türk ve İslam Dönemi Yüzey Araştırması – 2011 267
Oktay ÖZGÜL, Alpaslan CEYLAN, Akın BİNGÖL,
Yasin TOPALOĞLU, Yavuz GÜNAŞDI, İbrahim ÜNGÖR
2011 Yılı Erzincan, Erzurum, Kars ve Iğdır İlleri Yüzey Araştırmalar 277
Aynur ÖZFIRAT
Van, Ağrı ve Iğdır İlleri Yüzey Araştırması, 2011 293
Hanii BİBER, Rafet ÇAVUŞOĞLU
2011 Yılı Muş-Malazgirt Arkeolojik Yüzey Araştırması 303
Fahriye BAYRAM, Turgay YAZAR
Artvin, Ardahan, Erzurum İli ve İlçelerinde
Ortaçağ Gürcü Mimarisi Yüzey Araştırması-2011 321
Güner SAĞIR
Kars İli ve Çevresinde Yer Alan Ortaçağ Ermeni Kiliseleri
Yüzey Araştırması 2011 Yılı Çalışmaları 337
Bülent Nuri KILAVUZ
Ortaçağ ve Sonrası Muş İli Yüzey Araştırması – 2011 349
115
AKSARAY İLİ MERKEZ, ORTAKÖY, SARIYAHŞİ,
AĞAÇÖREN ve ESKİL İLÇELERİ YÜZEY
ARAŞTIRMALARI: 2011
Mehmet TEKOCAK*
Orta Anadolu’daki pek çok antik yerleşmeyi sınırları içerisinde barındıran Aksaray
ili ve ilçelerinde geçen yıl başlatmış olduğumuz arkeolojik yüzey araştırmalarına bu yıl
da devam edilmiş olup söz konusu araştırmalar 12.07.2011–31.07.2011 tarihleri arasında
toplam 20 gün süren bir çalışma takviminde gerçekleştirilmiştir1
. Araştırmalarımıza
Yüksek Arkeolog Yasemin İnceelgil ve Arkeolog Cüneyt Öz ve mimari çizimleri yapmak
üzere Sanat Tarihçi Erdal Zeki Tomar ekip üyesi olarak katılarak, özverili çalışmaları ile
bu sezonki araştırmaya çok büyük katkı sağlamışlardır2
. Bakanlık temsilcisi olarak da
Aksaray Müzesi uzmanlarından Sayın Fahri Ayçin görev yapmıştır3
.
Söz konusu yirmi günlük araştırma süresince Merkez İlçe, Eskil, Sarıyahşi ve
Ağaçören ilçelerine bağlı kasaba ve köylerde incelemelerde bulunulmuştur (Harita:
1). Bu yıl ki çalışmalarda özellikle daha önceki yıl da araştırmaya gidilmeyen yerlere
giderek bundan sonraki yıllarda yürütülecek olan çalışmaların nerelerde yoğunlaştırılması
gerektiği ile ilgili veriler toplanmıştır. Bu yıl araştırmalarda bulunulan yerlerin bir bölümü
ise geçen yıl tespit edilen kalıntıların olduğu bölgeler olup buralarda bulunan kalıntıların
teknik çizimleri yapılmıştır. Arazi incelemesi ve çizimler dışında, müze arşiv çalışması
ve toplanan seramik kap parçalarının temizlik ve de tasnilerinin yapılmaları da bu yıl
yürütülen bir diğer çalışma alanı olmuştur. - Merkez, Merkeze Bağlı Köy Ve Kasabaralarda Yürütülen Araştırmalar
Geçtiğimiz yıl araştırmalarımızın büyük bir bölümünü bu bölgede gerçekleştirdiğimiz
için 2011 yılında burada az sayıda yerleşim yeri ziyaret edilmiştir. Bu sebeple bu yıl sadece
3 kasaba ve 3 köyde araştırmalar yürütülmüştür.
1.2. Merkeze Bağlı Kasabalarda Yürütülen Araştırmalar
Merkeze bağlı Sultanhanı, Yeşilova ve Akçakent Kasabaları ile Yukarı Dikmen,
Akhan ve Hatabatolu (Hatipağatolu) Köylerinde yer alan ören yerlerinde araştırmalar
yapılmıştır.
- Yrd.Doç.Dr. Mehmet TEKOCAK, Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü,
42031 Konya/TÜRKİYE. e-mail: mtekocak@yahoo.com
1T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Selçuk Üniversitesi’ne izin
ve maddi desteklerinden dolayı teşekkürü bir borç bilirim.
2Benim için çok kıymetli olan ekip arkadaşlarıma geçen yıl olduğu gibi bu yılda vermiş oldukları destek ve
emeklerinden dolayı en içten sevgilerimi sunar, çok teşekkür ederim.
3Kendisinin uzun yıllardır Aksaray Müzesi’nde büyük bir özveri ve çalışkanlıkla görev yapıyor olması bizim
çalışmamıza çok büyük faydalar sağlamıştır. Bölgeyi çok iyi biliyor olması ekibimize az zamanda çok iş
yapma avantajını getirmiş, bu sayede de çok daha fazla alanı ziyaret etme şansımız olmuştur. Kendisine çok
değerli katkılarından dolayı en içten sevgi ve şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca çalışmalarımız süresince ilgi ve
desteklerini gördüğüm başta Aksaray Müze Müdürü Sayın Yusuf Altın olmak üzere Uzmanlar; Sanat Tarihçisi
Alev Yeğen, Arkeolog Şengül Salman ve tüm müze çalışanlarına da ayrıca teşekkür ederim.
116
1.2.1. Sultanhanı Kasabası Araştırmaları
Aksaray’ın en çok turist çeken ve bu sayede en iyi tanınan kasabalarından birisi
olan Sultanhanı’nda bir höyük ve su kanalında incelemelerde bulunuldu.
1.2.1.1. Sultanhanı Höyüğü
Sultanhanı Höyüğü, kasaba yerleşim biriminin yaklaşık 5-6 km. doğusunda,
Aksaray-Konya karayolunun 200 m. kadar kuzeyindedir. Fazla bir yükseltisi olmayan
höyük 50-60 m. kadar bir alana yayılmıştır. Höyük üzerinde az sayıda amorf durumda
seramik parçaları ile ne yazık ki kaçak kazı çukurundan başka herhangi bir bulguya
rastlanmadı.
1.2.1.2. Kırk Delik Kanalı
Sultanhanı Kasabası’ndaki bir diğer araştırma noktası da Kırk Delik Kanalı
olmuştur. Bu kanal Sultanhanı’na bağlı Tepeköy tarafında bulunan su kaynağından çıkan
suyun Sultanhanı merkezine kadar taşınması amacıyla yapılmıştır. Kimi yerde açıkta kimi
yerde yeraltına oyulan kanallar yardımıyla suyun taşınması sağlanmıştır. Söz konusu
yapıda bizim incelemelerimize başladığımız yer kanalın kapalı olan bölümünün çökmesi
sonucu açığa çıkan yeri olup muhtemelen kanalın da yaklaşık orta noktası gibi. Kanalın
kapalı bölümünün mimarisi şu şekildedir. Öncelikle geniş ve yüksek bir alan oyulmak
suretiyle tünel haline getirilmiş, sonra da bu tünelin içerisine 1.10 m. genişliğinde, 0.90
m. derinliğinde bir kanal duvarı örülmüştür (Resim:1). Duvarda kullanılan malzeme ise
moloz taş ve kireç harcıdır. Ancak kanal duvarının en üst kısmındaki taşlar düzgün blok
taşlardan oluşmaktadır. Yol boyunca suyun kapalı olarak kanal içerisinde taşındığı yerlerde
kare şeklinde havalandırma deliklerinin açıldığı görülmüştür. Bu delikler aynı zamanda
kanalın açılması sırasında kazılan toprağın dışarı atılması için de kullanılmış olmalıdır.
Zaten kanalın ismi de söz konusu bu deliklerden gelmektedir. Biraz evvel ayrıntılı bir
şekilde anlatmış olduğumuz kanalın kapalı olan bu kısmı Tepeköy istikametinden gelen
kanalın Çatal adı verilen mevkide dönüş yaptıktan sonraki bölümünde bulunmaktadır.
Tepeköy’den kuzey-güney yönünde ilerleyerek gelen kanal Çatal adı verilen yere
geldiğinde iki kola ayrılır. Bir kol burada dönüş yaparak kuzeydoğu-güneybatı yönündeki
kanalın kapalı olan bölümüyle birleşerek getirmiş olduğu suyu Sultanhanı’na ulaştırır.
İkinci kol ise dönüş yapmadan Kırkdelik Mahallesine kadar devam ederek AksarayKonya Karayoluna varmadan sonlanır.
1.2.2. Yeşilova Kasabası Araştırmaları
Aksaray’da uzun yıllardır devam eden ve bölge tarihi ile ilgili oldukça önemli
verilerin elde edildiği Acemhöyüğü bünyesinde barındıran ve Aksaray’a yaklaşık 15
km. uzaklıkta olan Yeşilova Kasabasındaki araştırmalarda ise Büyüktaşlı ve Yılanlı
Höyük’lerde araştırmalar yapıldı.
1.2.2.1. Büyüktaşlı Höyük
Büyüktaşlı Höyük, Yeşilova Kasabası’ndan Yeşiltepe Kasabası’na giden yolun 50
m. batısındadır. Geniş bir alana yayılmış olduğundan uzun bir tepe düzlüğüne sahiptir.
Bölgedeki diğer höyüklerde olduğu gibi bunun üzerinde de kaçak kazı çukurlarına
rastlandı. Ayrıca Eski Tunç çağından Roma dönemine kadar uzanan geniş bir periyoda ait
seramik parçaları gözlenlenmiştir.
117
1.2.2.2. Yılanlı Höyük
Höyük, Yeşilova ile Yenikent Kasabaları arasında bulunmaktadır. 10 m. kadarlık bir
yükseltisi olan höyük 150 m.lik bir alana yayılmıştır. Bu höyük üzerinde çok sayıda kaçak
kazı çukuru açıldığı, bunlardan kimisinin çok yakın zamana ait olduğu tespit edildi. Söz
konusu kazılarda iri blok ve şekilsiz taşların ortaya çıkarıldığı ve çıkan toprakla birlikte
kazı çukurunun yanına atıldıkları görüldü. Amorf durumdaki seramikler arasında Demir
Çağı, Helenistik ve Geç Antik Çağa ait olanlar dikkat çekicidir.
1.2.3. Akçakent Kasabası Araştırmaları
Akçakent Kasaba’sındaki araştırmalar Gidiriş Yaylası’nda gerçekleştirilmiştir.
Burada yer alan mezarlar üzerinde detaylı çalışmalarda bulunulmuştur. Bunlardan ilki
geçen yıl tespit edilen 1 Nolu Kaya Mezarı’dır4
. Bilal Yüksel adlı vatandaşın evinin
yanında bulunan bu mezar muhtemelen çukur bir dromos ile üç adet klinesi olan bir
mezar odasından oluşmaktadır (Çizim :1). Klineler ile mezar odasının asıl zemini dromos
zemininden oldukça derinde olup mezar odasına girişte kapının önüne inişi kolaylaştırmak
için bir basamak yapılmıştır. Mezar odasının girişi doğuya bakmaktadır.
Gidiriş Yaylası’ndaki asıl mezarlar ise Tepebaşı Mevkii’nde bulunan ve Say Taşı
adı verilen alan ve çevresinde toplanmıştır. Büyük bir olasılıkla Nekropol sahası olan bu
alanda çok sayıda mezar olduğu tespit edilmiştir. Buradaki mezarların büyük çoğunluğu
kayaya oygu dromoslu yer altı oda mezarları tipindedir. Görülen bir diğer mezar tipi
de kayaya oygu dikdörtgen şeklindeki basit çukur mezarlardır (Resim: 2). Ne yazık ki
bunların tamamı daha önceki dönemlerde ve yakın tarihimizde soyulmuşlardır. Hatta kimi
örneklerde buna bağlı tahribatlar oluşmuştur. Mezarların girişlerinde bir yön birliğinden
söz etmek mümkün değildir. Arazinin ve ana kayanın durumuna göre girişler açılmıştır.
Kimi mezarların girişinde kapak taşının oturması için girişlerin kenarlarına kapak oturma
alanları oluşturulmuştur. Yayla yerleşim merkezinde evlerin arasında adeta bu savı
destekler nitelikte yer de bir kapak taşının yattığı görülmüş ve üzerinde incelemelerde
bulunulmuştur (Resim: 3). Yerli kayadan yapılmış olan kapak taşının dromosa bakan
yüzü düz bir şekilde işlenmişken, mezar odasına girişi sağlayan açıklığa gelen yüzü ise
proillendirilmiştir. Zemine gelen bölümü ise düzdür. Tepebaşı Kayalık alanının kuzeybatı
ucunda bulunan ve içerisi kısmen temiz olan bir mezar ise burada karşılaşılan en ilginç
örnek olmuştur. Bu mezar dromosu çukur tipli yer altı oda mezarıdır (Çizim: 2, Resim: 4).
Dikdörtgen şeklindeki dromostan mezar odasına girişi sağlayan kapı açıklığının dromosa
bakan yüzünde kapak taşının oturması için bir alanın oyulduğu tespit edildi. Kuzeygüney yönlü açılan mezarın girişi güneye bakmaktadır. Temelde 3 klinesi bulunan mezar
odasında girişin tam karşısında adeta bir sütunu andıran veya tavanı destekler vaziyette
duran ve de düzgün olmayan silindirik formda ana kaya bir direk bulunmaktadır. Söz
konusu durum bu mezarı diğer mezarlardan farklı kılan en önemli ayırıcı unsurdur. Mezar
odasının kuzey, doğu ve batı yan duvarlarının önünde bir seki bulunmaktadır. Mezar
odasının içinde toprak ve moloz dolgu olduğu için sekilerin ortasında kalan ve asıl mezar
odası zemini diyebileceğimiz alanın derinliğini tespit etmek mümkün olmadı. Ancak
mezar odasının içerisinde girişin hemen önünde yer alan basamak bu derinliğin fazla
olabileceğini göstermektedir.
Yayla yerleşim merkezinde şu an kullanılmayan ve Tomgara Su Kuyusu’nun yanında
4Bkz. M. Tekocak, “Aksaray İli Merkez, Ortaköy, Sarıyahşi, Ağaçören ve Sarıyahşi İlçeleri Yüzey Araştırmaları:
2010”, 29. AST-II, Ankara, 2011, 91, Resim 1.
118
bazalt ya da granit cinsi kaya bloğunun oyulması suretiyle oluşturulmuş lahit teknesi veya
bir işlik havuzu olarak kullanılmış dikdörtgen bir tekne durmaktadır (Çizim: 3; Resim:
5). Teknenin özellikle alt bölümü neredeyse bir çemberin parçası görünümündedir. Uzun
yanlardan bir tanesine, zemine yakın ve tam merkezde, küçük bir delik açılmış ve bu
suretle de su havuzu olarak kullanılmış olmalıdır. Bugünkü yerleştiriliş şekli kuyudan
çıkarılan suyun önce bu tekneye boşaltıldığı oradan da deliğin önünde bulunan dikdörtgen
şeklindeki küçük su yalaklarına akıtıldığına işaret etmektedir. Haydar Kalkan’a ait evin
yanındaki tuvaletin duvarında bazalt bir çörtenin devşirme malzeme olarak kullanıldığı
görülmüştür.
Yayla yerleşim yerinin güneydoğusunda, haifçe eğimi bulunan bir arazinin
ortasında, yerleşim alanına yaklaşık 500 m. mesafede A Yapısı adı verilen bir yapı kalıntısı
saptandı Eğimli arazinin düz olan yüzeyinde haif bir yükselti şeklinde durmaktadır. Bu
haliyle ne yazık ki plan tipi ve fonksiyonu hakkında bir şey söyleyebilmek şimdilik
imkansız. Burada yapılacak bir temizlik ve kurtarma kazısı sonrası yapı ile ilgili veriler
elde etmek mümkün gözüküyor. Bazalt bloklardan bir tanesi yıkıntıların bulunduğu
yükseltinin ortasında toprağa dikey vaziyette gömülü olarak durmaktadır. A Yapısının
güneydoğusunda, tarlanın ortasında yuvarlak formlu bir yapı kalıntısı daha tespit edildi
ve B Yapısı olarak adlandırıldı. Alanı daire formunda çevreleyen bir duvar sırasının
bulunduğunu kalan izlerden görmek mümkündür. Söz konusu yuvarlak alanın ortasında
dikdörtgen formda bir oda ile bu odaya girişi sağlayan olası kapıya ait iki büyük blok taşın
karşılıklı durduğu bölüm ayakta durmaktadır. Bu haliyle kapıdan sonra bir koridor olduğu,
odaya da bu koridordan sonra ulaşıldığı anlaşılıyor. Yine burada da yapılacak küçük bir
kazı ve temizlik çalışması ile yapının mahiyetini anlamak mümkün olabilecektir.
1.3. Merkeze Bağlı Köylerde Yürütülen Araştırmalar
1.3.1. Hatabatolu (Hatipağatolu) Köyü Araştırmaları
Aksaray Merkeze bağlı Hatabatolu (Hatipağatolu) köyünün yaklaşık 3-4 km.
kuzeybatısında, Hırkatolu köyüne giden tali yolun batısında Tuvağın Tömeği Höyükleri adı
verilen yan yana 3 adet höyük bulunmaktadır. Höyükler Yeşilova Kasabası’na giden asfalt
yolun yaklaşık 5 km. doğusundadır. 1 No’lu Höyük en büyük olandır. Oldukça geniş bir
alanı kaplamak olup, uzun ve geniş tepe düzlüğünde kaçak kazı çukurları bulunmaktadır.
2 Nolu Höyük ise etrafı duvarlarla çevrilerek köyün mezarlığı olarak kullanılmaktadır.
3 Nolu Höyük ise deinecilerin en fazla kazı yaptığı höyük durumundaydı. Höyükler
üzerinde M.Ö. II.bin, Demir Çağı, Helenistik ve Geç Antik Çağa ait seramik parçaları
bulunmaktadır. Ayrıca bir ilk olarak yumuşak gözenekli kireç taşından yapılmış üzerinde
üç delik bulunan daire formunda bir dokuma ağırlığına / ağırşağa rastlanmıştır.
1.3.2. Yukarı Dikmen Köyü Araştırmaları
Merkeze bağlı Yukarı Dikmen Köyünde 2 adet yer altı kaya yerleşmesi ziyaret edildi.
Her ikisinin de zemininin neredeyse yarısından fazla toprak dolgu ile dolu durumdaydı.
Bir tanesinin girişinin muntazamlığı ve girişi oluşturan kemer taşlarındaki süslemelerden
büyük bir olasılıkla dini bir mekan olduğu anlaşılmaktadır (Resim: 6). Bölgedeki diğer yer
altı kaya yerleşimleri gibi bunlarda Bizans döneminde kullanılmış olmalılar.
1.3.3. Kutlu Köyü Araştırmaları
Aksaray’a ortalama 20 km. uzaklıkta olan Kutlu Köyü sınırları içerisindeki
119
Akhan Mevkiinde 2 adet höyük bulunmakta olup bunlar Akhan I ve II höyüğü olarak
adlandırılmışlardır. Her ikisinin de üzerinde kaçak kazı çukurları mevcut olup üzerlerinde
amorf durumdaki seramik parçaları dışında başka bir buluntu yoktur. Seramik parçaları da
Demir Çağı, Helenistik ve Roma dönemlerine aittirler.
- İlçelerde Yürütülen Araştırmalar
Bu yıl 4 ayrı ilçede çalışmalar yürüttük. İlçelerde yapmış olduğumuz çalışmaları
iki ana başlık altında ele alabiliriz. Bunlardan ilki 2010 yılı araştırmalarımız sırasında
tespit ettiğimiz ancak çizimlerini yapamadığımız kalıntıların çizimlerini yapmak amacıyla
yaptığımız çalışmalardır. Bu şekilde bir çalışma için sadece Ağaçören ilçesi tekrar ziyaret
edilmiştir. İkincisi ise ilk kez bu yıl gittiğimiz ilçelerde veya geçen yıl gitmiş olmakla
birlikte ziyaret edemediğimiz ören yerlerinin bulunduğu ilçelerde yapmış olduğumuz
çalışmalardır. Sarıyahşi bu yıl ilk defa ziyaret ettiğimiz tek ilçedir. Eskil ve Ortaköy’de
ise geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, ancak farklı noktalarda, araştırma ve incelemelerde
bulunduk.
2.1 Eskil İlçesi Araştırmaları
Eskil ilçesi araştırmaları ikinci başlık altında değerlendirdiğimiz çalışmalardan
oluşmaktadır. Bir başka ifade bu yıl ikinci kez gidilen ancak geçen yıldan farklı noktalarda
araştırma yaptığımız ilçelerden bir tanesidir. 2010 yılında birkaç yerleşim yerinde
inceleme yaptığımız Eskil’de bu araştırma sezonunda ise Çukuryurt, Ortakuyu, Bezirci ve
Malır Yaylalarında araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Çukuryurt, Ortakuyu ve Malır Yaylası
çalışmalarımız sonucunda oldukça önemli bulgular tespit edilmiştir.
2.1.1. çukuryurt Yaylası Araştırmaları
2.1.1.1. Gözlü Höyüğü
Çukuryurt Yaylası’ndaki araştırmalarda öncelikle yayla yerleşim merkezinin
yaklaşık 1 km. güneyinde, tarlaların ortasında yükselen Gözlü Höyüğü’ne gidilmiş ve
incelemeler yapılmıştır. Höyük üzerinde en dikkat çekici nokta kaçak kazılara ait çukurlar
ve bu kazılar sırasında ortaya çıkarıldığı düşünülen iri bloklar ve taşlar olmuştur. Taşların
sahip oldukları ölçülere bakıldığında bunların oldukça yüksek ve abidevi yapılarda
kullanılmış olabileceği yada temel taşları olabileceği akla gelmektedir. Höyük üzerindeki
diğer bir buluntu gurubu ise Demir Çağından Roma dönemine kadar uzanan zaman
dilimine ait pişmiş toprak seramik parçalarıdır.
2.1.1.2. Mozaikli Alan
Çukuryurt Yaylası sınırları içerisindeki en önemli araştırma alanı ise 2010 yılındaki
bir kaçak kazı neticesinde ortaya çıkmış olan mozaikli alanın bulunduğu yer olmuştur.
Kaçak kazı sonrasında hızla yapılan müdahalenin ardından arkeolojik sit alanı olarak
ilan edilen bu alan koruma altına alınmış ve mozaiğin üzeri kapatılmıştı. Araştırmamız
sırasında buraya gidildiğinde mozaiğin üzerinin tekrar açıldığı ve zemin mozaiğinin açıkta
olduğu görülmüştür. Bu zemin mozaiği Güzlü Höyüğün 500 m. kadar kuzeydoğusunda yer
alan ovadaki tarlaların ortasında ekim dikim yapılmayan arazide 1.50×1.50 m. ebadında
ve 1.50 m. derinlikte açılan kaçak kazı çukurunda yer almaktadır. Burada zemin mozaiği
dışında çukur kesitinde kireçtaşı ile örülmüş birkaç sıra duvar kalıntısının da varlığı tespit
edilmiştir. Mozaiğin açıkta olan kısmı oldukça sağlam olup herhangi bir tahribat izi ve
tessera eksikliği yoktur. Ancak parmaklarımızla vurduğumuzda altının boş olduğunu
120
anladık. Muhtemelen ya altı boş olan bir zemin üzerine döşenmiş ya da zamanla altında
boşluk oluşmuş. Kullanılan tesseraların ebatları 7 mm. ile 1,2 cm. arasında değişmektedir.
Siyah, beyaz, gri ve kırmızı renkli tessaraların kullanıldığı mozaik üzerinde, birbirlerinden
ikili saç örgüsü bandıyla ayrılmış muhtemelen kare ya da dikdörtgen dizilerinin içinde
çeşitli süsleme unsurları bulunmaktadır (Resim: 7). Görülebildiği kadarıyla bu olası kare ya
da dikdörtgen dizilerinden bir tanesinde birbirine bitişik olan sekizgenler içinde Solomon
Düğümü (iç içe geçmiş elips halkalar), bir diğerinde ise basamak süsü bulunmaktadır. Bu
haliyle mozaiğin ne tür bir yapıya ait olduğunu ve gerçek ölçülerini söylemek mümkün
olmadığı gibi tarihi konusunda da kesin bir şey söylemek çok zordur. Cevap bekleyen
tüm bu sorular bu alanda yapılacak bilimsel nitelikteki bir arkeolojik kazı ile mümkün
olabilecektir. Ancak yine de görünenlerden yola çıkarak bu zemin mozaiği muhtemelen
Orta ya da Geç Roma İmparatorluk dönemine ait olmalıdır.
2.1.2. Ortakuyu Yaylası Araştırmaları
Eskil’de incelemelerde bulunan bir diğer nokta da İlçeye bağlı Hürriyet Mahallesi,
Ortakuyu Yaylası’nda bulunan ören yerleri olmuştur. Burada öncelikle arkeolojik sit
alanı ilan edilmiş olan ve Ortakuyu Yaylası Ören Yeri olarak bilinen alanda çalışmalar
gerçekleştirilmiştir. Bugünkü haliyle ayakta hiçbir yapı kalıntısının bulunmadığı gözlenen
ören yerinde geçmişte bir zemin mozaiğinin bulunduğu ve günümüzde toprak altında
olduğu bildirilmiştir. Bugün burada bol miktarda beyaz renkli kireçtaşı şekilsiz moloz
taşlar ile bir arşitrav bloğu parçası ile su yalağı olarak kullanılan bir ezme teknesine
rastlanmıştır. Yayladaki bir diğer ziyaret yeri ise yerleşim biriminin 500 m. kadar
kuzeyindeki kale olmuştur. Ne yazık ki tamamı yok olmuş durumda olan kalenin bugün
tamamen yıkıntıdan oluşan bir tepecik gibi görüntüye sahip olup yuvarlak formlu bir
yayılım alanı vardır. Burada çok yoğun bir şekilde küçük moloz taşlar bulunmaktadır.
Kale içi olarak kabul edebileceğimiz alanda ise haif çukurluklar göze çarpar. Bu kaledeki
taşların tamamının buradaki köylüler tarafından sökülerek evlerinin inşasında kullanıldığı
vatandaşlarca bildirilmiştir. Yüzeyde çok az miktarda geç antik çağ seramik kap parçaları
ve çatı kiremidi parçaları tespit edilmiştir.
Ortakuyu Yaylası’ndaki en ilginç tespit ise vatandaşlar tarafından Gavur Kafası
olarak adlandırılan yer olmuştur. Burası Ortakuyu Kalesi’nin yaklaşık 500 m. doğusunda,
Ortakuyu-Bozcamahmut yolunun 100 m. doğusundaki kayalık bir alandır. Yaklaşık
25.00×20.00 m.lik bu kayalık alanın adeta üst yüzeyleri düzeltilmiş gibi görünmektedir.
Bu kayalığın kuzey ucunda halk tarafından Gavur Kafası diye adlandırılan kayaya oygu
insan gövdesini ve kafasını andıran olası mezar veya sunu çukuru tespit edildi. Bu çukur
1.53 cm. uzunluğunda, 41 cm. genişliğinde ve 30 cm. derinliktedir (Çizim: 4; Resim: 8).
2.1.3.Güneşli Köyü Araştırmaları
2.1.3.1. Bezirci Höyük
İlçenin, Güneşli Köyü, Bezirci Yaylası’nın güneydoğusunda yer alan ve fazla bir
yükseltisi olmayan Bezirci Höyük yaklaşık 50 – 60 m. çapında bir alanı kaplamaktadır.
Höyüğün tepe düzlüğünde olasılıkla geç antik çağa ait olduğu düşünülen 3.00 m.
uzunluğunda 0.60 m. genişliğinde bir duvar kalıntısına ait izler mevcuttur. Bunun dışında
seramik kap parçaları da höyük üzerinde var olan antik çağa ait bir diğer buluntu gurubunu
oluşturmaktadır. Ayrıca diğer höyükler gibi bunda da kaçak kazı çukurları bulunmaktadır.
121
2.1.3.2. Malır Yaylası Araştırmaları
Eskil’de gidilen bir diğer nokta da Güneşli Köyü, Malır Yaylasında yer alan
Malır Höyük ile kayıtlarda nekropol sahası olarak geçen alan olmuştur. Bunlar dışında
bu araştırma sırasında olası nekropol sahası ve bir yapı kalıntısı olarak değerlendirilen
yerlerde de incelemelerde bulunulmuştur.
2.1.3.2.1. Malır nekropol Alanı
Malır Nekropol Alanı olarak iki farklı alanda incelemeler gerçekleştirilmiştir.
Nekropol sahası olarak bu araştırmalar sırasında keşfedilen alan Eskil ilçesi, Güneşli
Köyü, Malır (Marul) yaylası yerleşim biriminin yaklaşık 100 – 150 m. doğusunda, Malır
Höyüğü’nün yaklaışk 200 m. güneydoğusundadır. Görüldüğü kadarıyla 6-7 adet mezara
ait olabilecek, arazide haif yükseltiler oluşturan yıkıntı kümeleri vardır. Buralarda yapılan
incelemelerde iri blok taş ve moloz taşların marifetiyle örülen duvarların varlığı tespit
edildi. Bu haliyle bu mezarların yeraltı mı yoksa yer üstü mezar tipinde mi olduklarını
belirlemek her ne kadar güç gibi görünse de, eldeki veriler söz konusu mezarların
muhtemelen oda mezar tipinde olduklarına işaret eder. Kayıtlarda nekropol sahası olarak
işaretlenmiş alan ise höyüğün yaklaşık kuzeyine düşmekte olup buradaki incelemelerde
ise yer altı kaya mezarlarının olduğu görüldü. Ancak içlerine giriş mümkün olmadığı için
mezar odası ve diğer detaylar hakkında bilgi edinilemedi. Kesin olan tek şey ise bunların
ye altı oda mezarları olduklarıdır.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz olası yapı kalıntısı ise Malır (Marul) Yaylası
yerleşim birimi ile Höyük arasındaki düzlükte yer almakta olup höyüğe daha yakın
konumdadır (yaklaşık höyüğün 100 m. güneydoğusundadır). Düzgün olmayan oldukça iri
blok taşların çevrelediği büyük bir mekan elde edilmiştir. Söz konusu yapı 9.80 x 7.10 m.
ölçülerindedir. Ortalama duvar kalınlığı ise 50 cm.dir. Bu yapı muhtemelen içerisindeki
bir bölme duvarıyla iki mekana ayrılmış olmalıydı. Yapıyı ikiye bölen bölme duvarının
tespit edilebilen uzunluğu 3.50 m. duvar kalınlığı ise 0.80 m.dir. İki odalı olarak kabul
edebileceğimiz bu yapının hemen sağında olası bir mekana ait duvar izleri vardır. Ancak
bunun ölçülerini tespit etmek mümkün olmadı. Bu duvarda kullanılan malzeme ile diğer
duvarlarda kullanılanların aynı cins ve tipte olduğu görüldü.
2.1.3.2.2. Malır Höyük
Aksaray’ın en yüksek höyüklerinden birisi de Malır Yaylası’nda bulunan ve aynı
adla anılan höyüktür. Bu höyük kayıtlarda Sultanhanı Kasabası’nın sınırları içerisinde
kayıt altına alınmış olmakla birlikte Aksaray’ın il olmasının ardından değişen sınırlar
neticesinde Eskil ilçesi’ne dahil edilmiştir. Bu yüzden bu araştırma kapsamında söz konusu
höyük Eskil ilçesi sınarları içerisinde değerlendirilmiştir. Yaklaşık 200 m. yüksekliğindeki
höyük 1500 m. kadarlık bir alana yayılmış durumdadır. Bu höyük üzerinde kaçak kazı
çukurlarının olduğu görülmüştür. Höyük üzerinde yoğun miktarda seramik kap parçalarına
rastlandı. Özellikle tepe düzlüğünde ve çevresinde höyük üzerindeki bir yapıya ait moloz
taşlar görülmektedir. Kimi yerde duvar izlerine rastlamak mümkün olmuştur. Ayrıca
Demir Çağı, Helenistik, Roma ve Geç Antik Çağa ait seramik kap parçaları da höyük
üzerinde karşılaşılan arkeolojik materyallerden birisidir.
2.2. Ortaköy İlçesi Araştırmaları
Tıpkı Eskil ilçesi gibi Ortaköy’e de geçtiğimiz yıl gidilmiş, bu yıl ise farklı
bölgelerinde araştırmalar yapılmıştır. Bu yıl ki ziyaretimizde sadece 2 höyüğe gitme
122
fırsatımız oldu.
2.2.1. çatalçeşme Höyüğü
Burada ilk olarak ilçeye 5 km. mesafedeki Hocabeyli Köyü sınırları içerisinde yer
alan Çatalçeşme Mevkiindeki höyüğe gidilmiştir. Bulunduğu yerle aynı ismi taşıyan höyük
halk arasında Dede Tepe olarak da adlandırılmaktadır. Üzerinde kaçak kazı çukurları ve
seramik parçalar dışında başka bir bulguya rastlanılmadı. Seramik parçalar bu höyüğün
M.Ö. 2.binden Roma dönemine değin iskan gördüğünü göstermektedir.
2.2.2. Caferli Höyüğü
İlçede araştırma yapılan bir diğer höyük ise Caferli Höyüğü olmuştur. Çiftevi
Kasabası, Öteyüz Mevkiinde bulunan höyük yaklaşık 120 m. çapında ve 30 m.
yüksekliktedir. Yakınında stabilize yol, dere ve sulama kanalı bulunan höyüğü etrafı
tarım arazisidir. Tıpkı diğer höyüklerde olduğu gibi bu höyük üzerinde de kaçak kazı
çukurları gözlenmiştir. Yüzeyde bulunan seramik parçaları Çatalçeşme Höyüğü gibi bu
höyüğünden M.Ö. 2. bin, Demir Çağı, Helenistik ve Roma devirlerinde yerleşim alanı
olarak kullanıldığına işaret etmektedir.
2.3. Ağaçören İlçesi Araştırmaları
Ağaçören, 2010 yılı çalışmalarımız sırasında en önemli kalıntı ve buluntulara
rastladığımız ilçedir. Bu yıl ki gelme maksadımız ise Kederli Köyü ve Taşkale’de önceki
yıl yapmış olduğumuz araştırmalarda bulduğumuz mezar ve diğer kalıntıların mimari
çizimlerini yapmaktı. Çizim çalışmaları sırasında etrafı daha ayrıntılı gezme fırsatı
yakalamış olduk ve bu sayede birkaç mezarın daha bu bölgede yer aldığını tespit ettik.
Ağaçören çalışmalarımızı geçen yıl ve bu yıl tespit edilen mezarların teknik çizimlerini
yaparak, sonraki yıllarda daha farklı bölgelerde başlatacağımız çalışmalara dek
tamamlamış olduk.
2.3.1. Kederli Köyü ve Taşkale Araştırmaları
İlçeye bağlı Kederli Köyü, Harman Yeri Mevkii ile ilçe merkezine 3 km. uzaklıktaki
Taşkale olarak anılan yerde öncelikle geçen yıl tespit edilen 2 adet mezarın çizimleri
yapılmıştır. Ardından da geniş kapsamlı bir yüzey taraması gerçekleştirilmiş olup bunun
sonucunda yeni 2 kaya mezarı ve olası bir toplu sunu alanı saptanmış olup bunlar üzerinde
detaylı çalışmalarda bulunulmuştur.
Geçen yıl ve bu sezon ki araştırmalar neticesinde Taşkale çevresinde 3 adet,
Kederli’de 1 adet olmak üzere toplam 4 adet yer üstü kaya mezarı tespit edilmişti5
. Bunların
tamamı düz veya haif eğimli tarım arazilerinde ortalama 5-6 m. yüksekliğe sahip kaya
kütlelerine oyulmak suretiyle açılmış oda mezarlarıdır. Taşkalede’ki mezarların girişleri
doğuya bakmaktadır. Mezar odasına girişi sağlayan kapı açıklığının kenarları kimi örnekte
proillendirilmiş iken bazısında herhangi bir işleme tabi tutulmamıştır. 3 örneğinde mezar
odasının düzenlenişi birbirinden farklıdır. İlk örnek 3 klineli, ikinci örnek tek klineli,
üçüncü örnek ise klinesiz olarak düzenlenmiş olup mezar odasının tavanları tonoz
şeklindedir. Bu mezarlarda ortak olan tek nokta ise hepsinde deinecilere ait bir tahrip izi
ve önünde kaçak kazı çukurunun bulunmasıdır. Hatta mezarlardan iki tanesinde matkapla
ana kayaya delik açıldığı ve buna bağlı tahribatın oluştuğu gözlenmiştir.
5 Bkz. M. Tekocak, “Aksaray İli Merkez, Ortaköy, Sarıyahşi, Ağaçören ve Sarıyahşi İlçeleri Yüzey Araştırmaları:
2010”, 29. AST-II, Ankara, 2011, 99-101, Resim: 8,10,11.
123
Geçen yıl tespit edilen Kederli Kaya Mezarı’nda ise girişin hemen önünde büyük bir
kaçak kazı çukurunun açılmış olduğuna tanık olduk. Mezar odasının girişi güneydoğuya
bakar. Girişi sağlayan kapı açıklığının sağ yanı ve üst tarafı tahrip olmuş, mezar odasının
içerisinde ise sol yan duvar ile karşı duvarın kesişme noktasında ana kaya kırılarak tahrip
edilmiştir. Mezar odasında, girişin sağında ve karşısındaki duvarın önünde zeminden
yüksekçe durumda 2 adet kline bulunmaktadır. Tavanı tonoz şeklindedir.
Taşkale’de anılan mezarlar dışında toprak zeminden yaklaşık 1-2 m. yüksekliğe
sahip olan ve çok geniş bir alanı kaplamayan kayalık zemin üzerinde muhtemelen
insan eliyle açıldığı düşünülen farklı ölçü ve şekillerde çukurlar ile olası kanal izlerine
rastlanmıştır.
Yapılan araştırmalarda ne mezarlar içerisinde ne de kaya zemin üzerinde ve yakın
çevresinde başka herhangi bir kalıntıya rastlanmamıştır. Ancak bu tür kayalıkların bu
bölgede yoğun olduğunu belirtmekte fayda var. Buluntu açısından da aynı durum söz
konusu olup seramik kap parçalarının sadece Taşkale adı verilen büyük kaya kütlesinin
güney ve batısında olduğu gözlenmiştir. Demir Çağı, Helenistik ve Roma dönemlerine ait
olan pek çok seramik örneği Taşkale’nin çevresinde yüzeyde görülebilmektedir.
2.4. Sarıyahşi İlçesi Araştırmaları
2011 yılında ilk kez ziyaret ettiğimiz tek ilçedir. Bu yüzden de Sarıyahşi’deki
araştırmalara ise öncelikle bilinenleri görmek ve burayla ilgili bilgiler elde etmek amacıyla
başlanmış, sonrasında da yeni keşilerin yapılması hedelenmiş olup çalışmalarda bu plan
doğrultusunda yürütülmüştür. İlçede yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda belki de
bu yılın en önemli kalıntısına rastladık. Bu tespit aşağıda Sipahiler Köyü başlığı altında
ayrıntılı bir şekilde ele aldığımız bir Açık Hava Kutsal Alanı’dır.
2.4.1. Cepnininhöyüğü Tümülüsü Araştırmaları
Sarıyahşi’deki ilk araştırma noktası 2009 yılında deineciler tarafından kaçak
kazı sonucu açılan ve hemen arkasından tescillenerek koruma altına Cepnininhöyüğü
Tümülüsü olmuştur. Boğazköy’ün kuzeydoğusunda, İçme’nin güneybatısında yer alan
tarım arazilerinin ortasında yükselen bir tepenin üzerinde yer alan tümülüsün girişinin
açıkta olduğu geri kalan kısmının ise tekrardan kapandığı görülmüştür. Mezar ön odası
olarak da adlandırılabilecek kısımda düzgün kesme blok taşların kullanılmış olması
bu mezarın muntazam bir işçiliğe sahip olduğunu ortaya koymak için yeterli bir kanıt
olarak değerlendirilebilinir (Resim: 9). Halen görülen kaçak kazı çukuru kesitinden mezar
odasının üzerinin oldukça kalın bir dolgu ile kaplandığı ve böylece söz konusu yığma
tepenin oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu dolgu ise fazla iri olmayan çakıl taşları
ve topraktan oluşmaktadır.
2.4.2. Ağbayır Mevkii Araştırmaları
Sarıyahşi’deki bir diğer araştırma alanı ise Ağbayır Mevkiindeki İçmece olarak
adlandırılan alandır. Burası Sarıyahşi’den Boğazköy’e giden yolun hemen doğusunda
olup günümüzde Bekdik Köyü’nün sınırları içerisinde kalmaktadır. Bu alan böyle bir
ismin verilmesine sebep olan şey ise burada yer alan bir su kaynağıdır. Burayı asıl önemli
kılan husus ise su kaynağının yakınındaki ve çevresindeki tamamen yıkılmış durumda
olan bir yapıya ait kalıntı izleridir. Ancak bu haliyle burası ile ilgili bir yargıya varmak
güçtür.Araştırmalarımız sırasında yüzeyde Roma dönemine ait amorf durumda seramik
parçalarına rastlanmıştır.
124
2.4.3. Bekdik Höyük Araştırmaları
Cepnininhöyüğü Tümülüsü’nün 3 km. kuzeybatısında yer alan Bekdik Höyük’te de
araştırmalarda bulunduk. İnceleme günü höyüğün neredeyse tamamına yakınının ne yazık
ki tarım arazisi olarak kullanıldığı tespit edilmiş olup yüzeyde seramik parçaları dışında
herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.
2.4.4. Sipahiler Köyü Araştırmaları
Sarıyahşi ilçesindeki araştırmalarda keşfedilen en önemli kalıntı ise ilçeye bağlı
Sipahiler Köyü’nün yaklaşık 4 km. güneybatısında yer alan ve söylendiği kadarıyla “Cin
Kalesi veya Boklu Kale” ismiyle bilinen yüksek kayalık alan olmuştur. Engebeli bir arazi
üzerinde yer alan bu büyük kaya kütlesinin üzerinde ana kayaya yapılmış basamaklar,
nişler ve sunu çukurları tespit edilmiştir (Çizim: 5). Bu kayalık büyük bir olasılıkla tanrıya
sunuların yapıldığı açık hava kutsal alanı olarak düzenlenmiş olmalıdır. Batısında kaçak
kazı çukurları açılmış olup, kazılar sırasında olası duvar kalıntılarına ait izler olduğu
görülmüştür. Duvar sırasında yer alan taşlardan birinin geniş olan yüzünün işlenmiş
olduğu görüldü. Dolayısı ile bu taş büyük bir ihtimalle buraya başka bir yerden veya
yapıdan getirilmiş olmalıdır. Bu açık hava kutsal alanı olarak düzenlenmiş olan kaya
kütlesinin yakın çevresinde yapmış olduğumuz incelemelerde üzerinde yuvarlak formlu
oyuk bulunan bir kaya kütlesine daha rastlandı. - Sonuç
2011 yılı araştırma sezonunda merkeze bağlı sadece 3 kasaba ve 3 köyde çalışmalar
yürütülmüş olup bu yıl ki zamanımızın büyük bölümünü ilçelere ayırmayı yeğledik.
Bu kapsamda Ağaçören, Eskil, Ortaköy ve Sarıyahşi ilçelerine gidilerek hem ilçe
merkezlerinde hem de o ilçelerin kasaba ve köylerinde arazi taraması gerçekleştirildi. Adı
geçen ilçelerden Sarıyahşi dışındakilere geçen yılda gidilmişti. Ancak bu yıl söz konusu
ilçelerde önceki yıl ziyaret edemediğimiz yerlere gidilmiş, Sarıyahşi de ise merkez, kasaba
ve köylerde araştırmalar yapılmıştır.
Bu yılki araştırmalarımızda da karşımıza en çok çıkan yerleşim türü geçmiş yılda
olduğu gibi yine höyükler, buluntular ise değişik dönemlere ait kaplara ait seramik
parçaları olmuştur. Ancak bu yıl ki tespitlerimizde geçen yıla göre daha fazla oranda
nekropol alanı ve klasik kent dokusunun varlığına işaret edebilecek, oldukça önemli
kalıntılara rastladığımızı belirtmek isterim. Bir diğer önemli tespitimizde Sipahiler Köyü
sınırları içerisindeki bir kayalık üzerine yapılan uygulamalarla oluşturulmuş açık hava
kutsal alanıdır. Bu araştırma döneminde gerçekleştirilen bir başka çalışma ise tarafımızdan
keşileri yapılan mezar, fonksiyonunu tespit edemediğimiz olası yapılara ait duvar izleri
ile arazide serbest durumda dağınık bir vaziyette durmakta olan çeşitli mimari parçaların
teknik çizimlerinin yapılmasıydı.
125
Harita 1: 2011 Yılı araştırma alanlarını gösterir harita
Çizim 1: Akçakent Kasabası, Gidiriş Yaylası, 1 No’lu Yer altı
Oda Mezarı
126
Çizim 2: Akçakent Kasabası, Gdiriş Yaylası, Tepebaşı
Mevkii 3 No’lu Yer altı Oda Mezarı
Çizim 3: Akçakent Kasabası, Gidiriş Yaylası’nda bulunan
bazalt lahit teknesi
127
Çizim 4: Eskil İlçesi, Ortakuyu Yaylası, Gavur
Kafası Kaya Mezarı/sunu çukuru
Çizim 5: Sarıyahşi İlçesi, Sipahiler Köyü, açık hava kutsal
alanı
128
Resim 2: Akçakent Kasabası, Gidiriş Yaylası, Tepebaşı Mevkii nekropol alanı
Resim 1: Sultanhan Kasabası, Kırk Delik Su Kanalı
129
Resim 3: Akçakent Kasabası, Gidiriş Yaylası’nda bulunan mezar kapak taşı
Resim 4: Akçakent Kasabası, Gdiriş Yaylası, Tepebaşı Mevkii 3 nolu yer altı oda mezarı
130
Resim 5: Akçakent Kasabası, Gidiriş Yaylası yerleşim alanı merkezinde bulunan
bazalt lahit teknesi
Resim 6: Yukarı Dikmen Köyü’nde bulunan yer altı
kaya yerleşmesinin girişi
131
132
Resim 8: Eskil İlçesi, Ortakuyu Yaylası,
Gavur Kafası Kaya Mezarı / sunu çukuru
Resim 9: Sarıyahşi İlçesi, Cepninin Höyüğü Tümülüsü
Resim 7: Eskil İlçesi, Çukurt Yaylası’nda bulunan zemin mozaiği