Yöresel Halk İnançları

Cansız Maddeler, Eşyalar, Aletler ve Besinlerle İlgili Halk İnanışları

Eski Türkler taş, demir, ağaç gibi cansız varlıkların bir ruhu / iyesi olduğuna
inanmışlar yani onları da canlı kabul etmişlerdir. Bundan dolayı da cansız varlıkları ve
onlardan yapılan aletleri, araç gereçleri ve eşyaları kullanırken dikkat etmiş, onların da
insanlara uğur veya uğursuzluk getirebileceğini, kötülük yapabileceğini düşünmüşlerdir.
Bu düşünceden hareketle günümüze kadar cansız maddeler ve eşyalar hakkında birçok
inanış meydana gelmiştir. Günümüzde Anadolu’da halk arasında özellikle ağaçtan ve
metalden yapılmış olan eşyalarla ilgili birçok inanış mevcutken plastikten yapılmış
eşyalarla ilgili hiçbir inanış yoktur; çünkü Türk mitolojisinde veya eski Türk
inanışlarında plastik diye bir kavram yoktur; ancak ağaç ve demir kültü vardır. Bu
inanışlar insanların aletleri kullanma şeklini, zamanını ve biçimini de etkilemiştir.
Türkler, insanların yaşaması için en gerekli ihtiyaç maddesi olan gıda
maddelerine daima saygı göstermiştir. İslamiyet de yiyeceğin Allah’ın kullarına verdiği
111
nimet olduğunu ve israf edilmemesi gerektiğini, saygı gösterilmesi gerektiğini
emretmektedir. Günümüzde hem İslamiyet öncesi inanışların hem de İslamiyet’in
etkisiyle halk arasında yiyeceklerin kullanım şekli, başkalarına veriliş zamanı gibi
konularda pek çok inanış mevcuttur.
Araştırma alanımız olan Derinkuyu ilçesinde de cansız varlıklar, eşyalar ve gıda
maddeleri ile ilgili birçok inanış mevcuttur. Bu inanışlar şunlardır:
Gelin eve girerken ayağının önüne testi konulur ve gelin testiyi kırar. Bunun
uğur getirdiğine inanılır (KK: 72, 73, 74, 75, 76, 77, 79, 81).
Yatırlara mum yakılır (Karabakla 2003, 74).
Geceleri sakız çiğnenmez, ölünün eti çiğnenmiş gibi olur (Karabakla 2003, 74).
Evlerin önüne nazar değmemesi için at nalı çakılır (Karabakla 2003, 74).
Yeni evlenen çift iyi anlaşsın diye evin kapısına çivi çakılır (KK: 162, 134, 165,
167, 169, 171, 172).
Gelin, evine sadık olsun diye kız evinden sökülen bir çivi oğlan evine çakılır
(KK: 100, 120, 171, 182).
Evli veya nişanlı kişilerin yüzüğünü başkası takarsa onun kısmetinin
kapanacağına inanılır (KK: 10, 12, 13, 20, 30).
Eşik altından geçince çocuğun boyunun kısalacağına, insanın kısmetinin
kapanacağına inanılır (KK: 32, 35).
Eşik altından geçince işlerin kötü gideceğine inanılır (KK: 123, 129, 195).
Hamile kadının eşikte oturursa çocuğunun eş bağının bağlanacağına inanılır
(KK: 56, 60).
Eşiğe oturanı cin çarpacağına inanılır (KK: 1, 5, 55, 56, 90).
Eşikte oturanın kapıda kalacağına (evlenemeyeceğine) inanılır (KK: 1, 2, 20,
100, 120).
Eşikte cinlerin ve şeytanın çok olduğuna oturanı çarpacağına inanılır (KK: 121,
126).
Kapı eşiğinde oturmanın uğursuzluk getireceğine inanılır (KK: 130, 131, 135,
139).
Küllüklerde cinlerin, şeytanların olduğuna ve akşam namazından sonra ortaya
çıkacaklarına inanılır (KK: 70, 77).
Külün ayakaltına dökülmesinin günah olduğu söylenir; çünkü külün Hz.
Fatma’nın unu olduğuna inanılır (KK: 70, 71, 75).
112
Külün yanına yatılmaz (KK: 63).
Külde cin ve şeytanın oynak yaptığına inanılır (KK: 99).
Mart ayının ilk günü ekmek fırınından bir yağ tenekesi kül alınır:
Mart bize
Pire size
Dert size iyilik bize denilerek sabah ezanından önce gizlice yedi kapının önüne
dökülür (Karabakla 2003, 73).
Küle basanın çarpılacağına inanılır (KK: 200).
Küle basılırsa evin bereketinin kaçacağına inanılır (KK: 210, 211).
Ocakta cinlerin, şeytanların çocuklarının bulunduğuna bu yüzden küle su
dökülünce onların yanacağına ve cinlerin, şeytanların insanların başına musallat
olacağına inanılır (KK: 100, 105, 108, 128).
Ocağa su dökülmez şeytanın çocuklarının yanacağına inanılır (KK: 150, 155,
156).
Ocağın üzerini boş bırakmanın uğursuzluk getireceğine inanılır (KK: 190, 192,
195, 199).
Ocakta ateş yeşil yanınca misafir geleceğine inanılır (KK: 120, 122).
Ocağa tüküreni şeytanın çarpacağına inanılır (KK: 185, 187, 189).
Gece evden kara kazan verilirse o evden cenaze çıkacağına inanılır (KK: 1, 2, 3,
14).
Makasın ağzı açık kalırsa kefen biçileceğine inanılır (KK: 1, 20, 21).
Makasın ağzı açık kalırsa düşmanların sizin hakkınızda konuşacağına inanılır
(KK: 139, 145, 162).
Lamba yakılmayan evin ocağının her vakit kararacağına inanılır (KK: 22, 23, 25,
27, 29, 30, 32, 35, 40, 42, 43).
Ayna düşerek kırıldığında ölen olacağına inanılır (Güçlü 1995, 39).
Ayna kırılmasının uğursuzluk olduğuna inanılır (KK: 36, 99).
Ayna kıran kişinin yedi yıl evlenemeyeceğine inanılır (KK: 99, 126, 170).
Aynaya bakınca salâvat getirilir (KK: 130, 132).
Gece aynaya bakınca insanın kendi suretinde şeytanın ve cinlerin gözükeceğine
inanılır (KK: 52, 57, 90).
Gece aynaya bakmak şeytanı getirir diye inanılır (KK: 69, 75).
Gece aynaya bakanın ömrünün kısalacağına inanılır (KK: 70, 85, 86).
113
Bebeklerin aynaya bakması iyiye sayılmaz (KK: 60, 62).
Kırık aynayı evde bulundurursan eve uğursuzluk geleceğine inanılır (KK: 25,
35, 46, 52, 65).
Düğünde ayna kırılması uğursuzluk sayılır. Gelinin bahtı açık olsun diye çeyizin
en önünde ayna çıkarılır (KK: 200).
Cam kırıldığında evden kazayı belayı götüreceğine inanılır (KK: 36, 40).
Yere düşüp de kırılmayan bardak uğursuzluktur, o bardağı kırmak gerektiğine
inanılır (KK: 201, 203, 205, 206).
Hayırlı bir iş yapılacağında cam kırılırsa, camın o işin kazasını belasını
götürdüğüne inanılır (KK: 52, 65, 66).
Cam kırılmasının uğur olduğuna inanılır (KK: 85, 87).
Cam kırıldığında iki aşığın ayrılacağına ve uğursuzluk, kötü olay yaşanacağına
inanılır (KK: 185, 188).
Beklenmedik bir anda kapı çalınması ölüme yorulur (Güçlü 1995, 39).
Ölünün elbisesini giyenin ömrünün uzayacağına inanılır (KK: 81, 82, 85, 87, 89,
92).
Çamaşır kazanında uzun süre atlet bekletilirse o evden cenaze çıkacağına inanılır
(KK: 40, 41, 42, 45).
Evlenmek isteyen genç kızlar kısmetlerinin açılması için yeni gelinin
ayakkabısının altına isimlerini yazarlar (KK: 108, 109, 110,112, 115, 120).
Ayakkabı çıkarken ters dönerse o evden cenaze çıkacağına inanılır (KK: 20, 22,
24, 26, 27, 30, 31, 33).
Kazada insanın önce ayakkabısının çıktığına ve ayakkabısı çıkan insanın
öleceğine inanılır (KK: 130, 137).
Ayakkabılar üst üste gelirse ayakkabı sahibinin uzun bir yolculuğa çıkacağına
inanılır (KK: 60, 71).
Hayatı boyunca fakir birine bir çift ayakkabı vermeyenin öldükten sonra diğer
yaşama çıplak ayakla gireceğine inanılır (KK: 10, 14, 16, 20, 21).
Duvar dibinde uyumak iyi değildir. Uyuyanı şeytanın götüreceğine inanılır (KK:
204, 205, 208).
Rüyada kefen görmek ölüme yorulur (KK: 170, 172, 175, 183, 186, 188, 189,
192).
114
Çocuğa süpürgeyle vurulunca boyunun kısalacağına ve büyümeyeceğine inanılır
(KK: 120, 122, 214).
Çocuğa süpürgeyle vurulunca boyunun büyümeyeceğine ve süpürülüp
gideceğine inanılır (KK: 45, 49).
Süpürgeyle vurulan kişinin kısmetinin kapanacağına inanılır (KK: 32, 35, 40).
Süpürgenin üstünden atlanırsa kısmetin bağlanacağına inanılır (KK: 120, 122,
125).
Süpürgede şeytan olduğuna onun için süpürgeyle insana vurulmaması
gerektiğine inanılır (KK: 158, 159, 161).
Süpürgenin şeytan işi olduğuna, onun (şeytanın) da süpürgesi olduğuna inanılır
(KK: 209, 215).
Süpürgeye oturulursa misafir geleceğine inanılır (KK: 135, 138, 152).
Yeni doğum yapmış annenin yanına süpürge konulur. Böyle yapılırsa Al
karısının gelemeyeceğine inanılır (KK: 178, 179).
Kız çocuğunun göbeği süpürgeye bağlanırsa evcil olacağına inanılır (KK: 17,
18, 19, 119, 139).
Eğer dikiş dikerken iplik düğümlenirse “Hoca karısını boşamış” dendiği zaman
düğümün çözüleceğine inanılır (KK: 200, 205).
Perşembe akşamları bıçak veya makas bir masanın altına konulursa Cuma sabahı
daha sivri olacağına inanılır (KK: 23, 35, 56, 96).
Makasın bir kişiden alınırken yere konması gerektiğine yoksa makası elden alan
kişilerin kavga edeceğine inanılır (KK: 200, 202).
Cuma günleri dışarı zibil (çöp) atılmaması gerektiğine inanılır (KK: 78, 79, 81).
Arife günü sabun kullanılmaması gerektiğine inanılır (KK: 70, 72, 75).
Cezveden su içenin zengin olacağına inanılır (KK: 205, 209).
Kapakla su içilmez nasibin kapanacağına inanılır (KK: 208, 210, 211).
Eğer köprüde bir arkadaşınızla “Hoşça kal” deyip ayrılırsanız o arkadaşınızı bir
daha göremeyeceğinize inanılır (KK: 130, 135).
Kitap açık bırakılırsa şeytanın okuyacağına inanılır (KK: 138, 140).
Resim yapmanın günah olduğuna, resim yapan kişinin ahrette ona kendi
canından can vereceğine inanılır (KK: 175, 176).
Resim, fotoğraf bulunan evde namaz kılınmayacağına inanılır (KK: 1, 2, 3, 9,
12).
115
Uyurken çoraplarını başucuna koyan kişinin ömrünün kısalacağına inanılır (KK:
130).
Kabre toprak atılırken kürek elden ele verilir (KK: 109, 116).
Ölü yıkanan kazan devrilirse başka ölü olacağına inanılır (KK: 4, 6, 8, 11).
Rüyada evin önüne kazan kurulup ısıtılırsa o evden bir ölen olacağına inanılır
(KK: 130, 131, 133, 134, 137, 138).
Cenazenin ilk gecesinde su ısıtılan kazan ters çevrilerek altında mum ya da çıra
yakılır (Güçlü 1995, 32).
Tek kibritle üç sigara yakılırsa yakanın karısının öleceğine inanılır (Güçlü 1995,
34).
Taşınırken düşen eşya ya da malın haram olduğuna inanılır (Güçlü 1995, 35).
Tüfeğin üzerinden atlanmayacağına inanılır (KK: 20, 21, 23).
Yeni doğan bebeğin yastığının altına bıçak, çörek otu konulur. Bu konulanların
bebeği rahatlatacağına ve bebeği gece boyunca kötülüklerden koruyacağına inanılır
(KK: 198, 202).
Kaynayan suya bıçak sokulmaz. Tencerenin bereketinin, tadının tuzunun
kaçacağına inanılır (KK: 210, 215).
Ekmek bıçakla kesilirse evin bereketinin kaçacağına inanılır (KK: 90, 92, 95).
Uzun süre eve dönmeyen birisinin ayakkabısının içine tuz konulursa eve
döneceğine inanılır (KK: 205, 207).
Dolu yağarken dolu tanesi bıçakla kesilirse dolunun duracağına inanılır (KK: 75,
77, 80, 85).
Ölen kişinin karnına bıçak konulur (KK: 1, 3, 35, 70, 72, 75, 77, 80, 82, 90, 95,
100).
Hamile kadının haberi olmadan iki minder konulur. Birinin altına bıçak birinin
altına makas saklanır. Loğusa, bıçağın üzerine oturursa erkek; makasın üzerine oturursa
kız doğuracağına inanılır (KK: 120, 121, 132, 135, 138, 142).
Urganla komşunun evine girilirse komşuya uğursuzluk getirileceğine inanılır
(KK: 145, 146, 148).
Sofra başında birisinin elinden kaşık düşerse o aileden birinin aç olduğuna
inanılır (KK: 57, 70).
Geceleyin evden tuz, sirke, turşu, soğan, sarımsak verilirse ölüm olacağına
inanılır (Güçlü 1995, 9).
116
Soğan kabuğunu yakmanın uğursuzluk getireceğine inanılır (Güçlü 1995, 30).
Gece evden yumurta verenin ömrünün kısalacağına inanılır (KK: 35, 36, 40).
Akşam namazından sonra yumurta, süt gibi şeylerin mühürlendiğine ve onlara
dokunulmaması gerektiğine inanılır (KK: 60, 61, 65, 67).
Çiğ sütün başkasına verilmemesi gerektiğine inanılır (KK: 25).
İnsanoğlunun çiğ süt emdiği için nankör olduğuna inanılır (KK: 188, 189, 191).
Çiğ sütün ve yumurtanın hakkının ödenemeyeceğine inanılır (KK: 200, 202).
Değirmenden gelen unla yapılan ilk ekmeği yiyenin karısı ölür (KK: 105, 106,
107, 109, 120, 123).
Yarım çay içen kadın dul kalır (KK: 116, 117, 120, 121, 123, 130, 134, 136).
Çaydan çöp çıkarsa misafir geleceğine inanılır (KK: 100, 102, 105, 107).
Hamur yoğururken leğenin dışına sıçrarsa misafir geleceğine inanılır (KK: 120,
130, 132).
Ocağa süt taşarsa ineğin sütünün kesileceğine inanılır (KK: 1, 2, 3, 5, 6, 16).
Ocağa süt taştığında misafir geleceğine inanılır (KK: 6, 9, 15).
Ocağa süt taşıran kişinin yakın bir arkadaşı tarafından zarara uğratılacağına
inanılır (KK: 209, 210).
Karı kocayı birbirinden ayırmak için kapıya domuz yağı sürülür (KK: 120, 122).
Nazar değmesin diye bahçelere soğan sarımsak asılır (KK: 2, 5).
Akşam soğan yenen eve melek girmeyeceğine inanılır (KK: 70, 71, 77).
Ekmek kırıntısı üzerine oturanın ağzının burnunun eğileceğine inanılır (KK:
170, 172).
Ekmeğe basanı şeytanın çarpacağına inanılır (KK: 200, 214).
Ekmek kırıntısı olan yerde yatanın kâbus göreceğine inanılır (KK: 214, 215).
Ekmeğin üzerinden atlanmayacağına inanılır (KK: 210, 213, 215).
Narın bir tanesini bile yere dökmeden yiyenin cennetlik olduğuna inanılır (KK:
70, 72, 75).

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Başa dön tuşu