Yöresel Halk İnançları

Büyü ve Sihirle İlgili Halk İnanışları

Büyü, iyi veya kötü sonuç almak için tabiat öğelerini, yasalarını etkilemek ve
olayların olağan düzenlerini değiştirmek için girişilen işlemlerin hepsini tanımlamak
için kullanılan bir kavramdır.
Büyü genellikle bu dünya ile ilgili sorunları içine almaktadır; yani insancıldır.
Büyü tanrısal olanla ve öte dünya ile çok az ilgilenir. Tanrı’ya yaklaşma, tanrı gerçeğini
tanıma, günahlardan sıyrılma gibi dinsel istekler büyü yoluyla karşılanamaz. Büyünün
136
çabası çocuğa, mala mülke, iyi ürün almaya, zararlı etkileri uzaklaştırmaya, insanlara
iyilik ya da kötülük etmeye yani dünyasal şeylere yöneliktir.
Büyü, temelinde yatan düşüncelere, psikolojik durumlara, bir de büyüsel
işlemlerin bünye ve amaçlarına göre kollara ayrılmaktadır. Bunların başlıcaları: Taklit
büyüsü, temas büyüsü, ak büyü, kara büyü, aktif büyü, pasif büyü, av büyüsü vb… dir.
Bunlardan taklit ve temas büyüsü sempatik büyü adı altında toplanır. Frazer’e göre
büyünün dayandığı esas düşünceler ikiye ayrılır. Bunlardan birincisi benzer benzeri
meydana getirir ilkesi; ikincisiyse birbirleriyle bağlantılı ve ilişkili şeylerin, fiziksel
temas ortadan kalktıktan sonra da uzaktan birbirlerini etkileyecekleri ilkesidir (Örnek
1995, 131-141).
Analoji büyüsü de denilen taklit büyüsünün esası, adından da anlaşılacağı gibi
taklide dayanmaktadır. Hemen hemen tüm toplumlarda rastlanan bu yaygın büyü çeşidi
taklit yoluyla istenilen sonucu meydana getirme; benzer işlemlerle istenilen şeyi ya da
olayı öne alma, böylece o olayın yakın bir gelecekte gerçekleşmesini zorlama
denemesidir. Bunu yaparken benzer benzeri yaratır ilkesinden hareket edilmiş olur.
Büyü yapılmak istenilen insan ya da hayvanın çeşitli maddelerden benzerlerinin
yapılarak çeşitli büyüsel işlemlere tabi tutulması taklit büyüsüne örnek olarak
verilebilir. Sempatik büyünün diğer bir çeşidi olan temas büyüsü, temas ilkesine
dayanır. Eskiden birbirleriyle bağlantılı olan parçalar daha sonra ayrılsalar bile
aralarındaki ilişki devam eder. Parça bütüne aittir ilkesi parçaya sahip olanın bütüne de
sahip olacağı düşüncesini doğurur. Buna göre birinin saçına sahip olan ya da tırnak,
kirpik, elbise parçası, diş, pislik, idrar vb. gibi şeylerini elde eden kimse söz konusu
olanın üzerinde olumlu ya da olumsuz büyüsel bir etki gücüne sahip demektir. Diğer bir
büyü çeşidi olan ak büyü, çoğunlukla dinden ve dinin kutsal bildiği şeylerden yararlanır.
Genellikle din alanında ve din adamlarıyla iş görür; duaya ve kurbana başvurur. İnsanın
hayatına, malına- mülküne, hayvanlarına, evine zarar vermeye yönelik büyüye de kara
büyü denir. Evlileri birbirinden soğutmak, ayırmak, cinsel kudreti, konuşma yeteneğini,
uykuyu bağlamak yoluyla bozmak, düşmanı hasta etmek, sakatlamak, öldürmek gibi
eylemler kara büyüye girmektedir. Nasıl ak büyü, dinden ve dinsel kudretlerden olumlu
anlamda yararlanıyorsa kara büyü de tam tersine dini şeyleri kötüye kullanır ve kutsal
değerlerle alay etmekten çekinmez onun için kara büyü yapanlara günahkâr gözüyle
bakılır. Aktif büyü doğa olaylarını kontrol altına almayı amaçlayan saldırgan bir
büyüyken pasif büyüde amuletler (Muskalar) önemli rol oynar (Örnek 1995, 141-146).
137
Eski Türklerde de mevcut olan büyü işlemini Şamanlar yapardı. Ruhlar ve
cinlerle ilişki kurduğuna inanılan Şamanlar, birtakım büyülü sözler ve dualar söyleyerek
insanın içinden geçenleri bilirlerdi. Sonraki Budist-Maniheist dönem Türklerinde de
görülen büyü, İslam’ın şiddetle yasaklamasına rağmen Müslüman Türklerin de
uyguladığı bir ritüeldir (Sipahi 2006, 13-14).
Bugün Anadolu’nun hemen her yerinde büyü ve sihir içerikli birçok uygulama
yapılmaktadır. Karadeniz bölgesinde evlilik çağına gelmiş bir kızın kısmeti açılmak
istendiğinde büyücü tarafından; önce bir kâğıt üzerine göz resmi çizilir. Gözün üstüne
ve altına Arapça Allah lafzı yazılır. Gözün sağına ve soluna mim harfi de eklenerek
kâğıt muska haline getirilerek yedi kat muşambaya sarılır, yedi defa Yasin suresi
okunarak evlilik çağı gelmiş delikanlıların bulunduğu yöne üflenir (Sipahi 2006, 50-51).
Adana’da, Orta Toroslarda, Gaziantep’te ve Afyon’da kısmeti kapalı olan bir kız
perşembe akşamı bir kilidi kilitler. Anahtarı yastığının altına koyarak sabah namazında
ilk çıkana açtırır.
Anadolu’da damadı bağlamak için gerdek gecesinden önce kestiği tırnak toprağa
gömülür. Gelini bağlamak için ilk adet kanının bulaştığı herhangi bir şey alınıp gün
doğumunda kırk parmak derinliğinde toprağa gömülür. Böylece gelinin evlendiğinde
bağlı kalacağı kabul edilir.
Karı ile kocanın ayrılığını isteyen kimse domuz yağını yemeğe yetecek kadar bir
parça kestikten sonra duman isiyle kurutup ayrılması istenen kişiye yedirir. Bu yemek
yedirilmeden önce yedi rekât namaz kılınır; ancak bu namaz kıbleye karşı değil
mezarlığa karşı kılınır. Domuz yağı ayrılması istenilen kişilerin yemeğine katıldıktan
sonra kırk bir defa “Ya Sübhanallah” çekilerek geriye doğru üflendiğinde üç gün bu
yağın katıldığı yemekten yiyen kişilerin aralarında bir düşmanlık ve nefretin
başlayacağına inanılmaktadır (Sipahi 2006, 52- 64).
Derinkuyu ilçesinde de büyüsel içerikli birtakım uygulamalar ve inanışlar
mevcuttur. Bu inanış ve uygulamalar şunlardır.
Büyü yapanın da yaptıranın da çok büyük günaha girdiğine ve Cennet’i hiç
göremeyeceğine inanılır (KK: 100, 101).
Büyüyle dağların bile yerle bir edilebileceğine inanılır (KK: 105).
Büyünün tesirli olduğuna ve büyü yaptırıldığına inanılır (KK: 1, 5, 9, 10, 12).
Büyü yapan kişilere hoş gözle bakılmaz ve şeytanla uğraşan insanlar olduklarına
inanılır (KK: 105).
138
Büyü yapan ve yaptıran kişilerin çok kötü şekilde öleceğine inanılır (KK: 120,
122).
Sabuna yedi iğne batırılıp suya atılır. Sabun eridikçe büyü yapılan kişi de eriyip
biter (KK: 20, 22, 25).
Sabuna kırk iğne batırılıp suya atılır. Sabun eridikçe büyü yapılan kişi de erir
(KK: 80).
At nalı okuyup tandıra gömülür. O tandır yandıkça at nalı da kızarır. Nal
kızardıkça büyü yapılan kişi de yanar (KK: 30, 31).
Karı kocayı ayırmak için kapıya domuz yağı sürülür (KK: 50, 52).
Karı kocayı ayırmak için muska yazılır ve gizlice eşiğin altına gömülür (KK:
60).
Büyü yaptırmak için insanlara muska yazdırılır ve bilinmedik yerlere gömülür
(KK: 56).
Öldürülen bir kurdun ayakları köyün dört yanına konursa o köye kurt
giremeyeceğine inanılır (Güçlü 1994, 20).
Kocasıyla arası bozuk olanların ilişkilerini düzeltmek için yatak odasına üzerlik
tohumu asılır (Güçlü 1994, 20).
Sarılığın ilerlemesini durdurmak, siğilleri gidermek, bebeklerde kusmayı
önlemek, romatizma ağrılarını gidermek, öksürüğü kesmek, kulak ağrılarını gidermek,
kadınların kolay doğum yapmasını sağlamak, deliliği önlemek ve yitikleri bulmak için
muska yaptırılır (Güçlü 1995, 73-74).

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Başa dön tuşu